4 Eylül 2008 Perşembe

Kaybolan zamanlar



Bu akşam diğer akşamlardan daha farklıydı ki sanki. Eski zamanlar'ı anımsadım. Sevdiğime ilk mektubu vermemi, korkudan ormanda saklanmamı...
Ürkekdik. En ufak bakış bizi heyecanlandırırdı. Çocukluk aşkları hiç unutulmaz derler.
Evet unutulmuyor. Bundan 15 yıl sonra da unutulmayacak. Tozlu raflarda eğer o mektup saklanıyorsa asla unutulmayacak.
Çocuktuk işte. Saf bir dünyanın eserleriydik. Ne savaşlar, ne kavgalar ne de ayrılıklar umurumuzdaydı. Sadece nedeni bilinmeyen kalp atışları. Garip değil mi? Şimdi ki zaman ile karşılaştırınca.
Garip...
Bu anılarımın canlanmasına neden olanı merak ediyorsunuz elbette.
Sene 1969. King Crimson - Epitaph


İndir

2 Eylül 2008 Salı

The Dark Knight ( 2008 )




Tür
: Macera
Yönetmen: Christopher Nolan
Senaryo: Jonathan Nolan ve Christopher Nolan
Oyuncular:
Christian Bale (Bruce Wayne/Batman) Heath Ledger (The Joker) , Gary Oldman (Lt. James Gordon) , Michael Caine (Alfred Pennyworth) , Morgan Freeman (Lucius Fox) , Maggie Gyllenhaal (Rachel Dawes) , Aaron Eckhart (Harvey Dent/Two-Face)
Süre: 152dk Yapım: ABD 2008

Hepimiz Batman'i bir şekilde hatırlar. Kimisi çizgi romandan kimisi ise film'inden. Evet o ilk Batman filmi bir klasikti ve unutulmazdı. Hatırlarmısınız bilmem ama bir zamanlar bizim neslimizin o dönemlerinde sordukları " büyüyünce ne olacaksın? " sorusuna cevap olarak ya Batman ya da Superman cevabı verilirdi.
İşte böyle büyük bir mirasdan ertesi yapılan başarısız Batman filmlerinden sonra The Dark Knight kafamızda soru işaretleri doğursa da merakla bekliyorduk.
Beklediğimize değdi.
İlk versiyon kadar başarılı bir Batman filmi ile dönüş yaptık. Aslında bu film biraz farklıydı. Belkide ilk defa Batman felfesi bu kadar derinden verildi. Gotham kentinin Batman için deki önemi belki ilk defa bu kadar derin vurgulandı. Ve yine belki ilk defa Jack Nicholsen den sonra Joker karakterini mükemmel oynayabilen biriyle karşılaştık. Heath Ledger (The Joker) ismi hafızalarımızda Joker karakteri ile kalsada o aslında başarılı bir oyuncuydu. Oyuncuydu diyorum çünkü The Imaginarium of Doctor Parnassus (2009) çekimleri esnasında ne yazık ki hayatını kaybetti. Onu saygıyla anıyoruz.
Neyse, film hakkında detaylı bir bilgi vermek istemiyorum. İzlemediyseniz hala sinemalarda oynuyor. Kesinlikle öneriyorum.

Başlıksız Başlık

Uzun bir zaman oldu ve ben internetten bir süre uzak kaldım. Daha doğru çok sık takip edemedim yaşamı. Ancak yeniden döndüm. Artık düzenli olarak önerilerim yeniden paylaşıma açık olacak :)

18 Haziran 2008 Çarşamba

Street Kings


Tür: Polisiye
Yönetmen: David Ayer
Senaryo:James Ellroy and
Kurt Wimmer
Oyuncular:
Keanu Reeves (Tom Ludlow) ,Forest Whitaker

(Kaptan James Wander) , Chris Evans (Diskant)
Süre: 109dk
Yapım: ABD 2008

Biri polisiye mi dedi? evet duyar gibi oldum bende. Uzun zamandır bu tarz bir film izlememiştim çünkü zaten bir çok benzer konulu film yapılıyor. Uzun zamandır aklımda olan bir filmdi Street Kings. Çünkü tam bir Keanu Reeves hayranıyım. Sırf onun hatırına izledim ve pişman olmadım. Gerçekten hoş ve izlenmesi keyifli olan sıkmayan bir polisiye film olmuş. Forest Whistaker yine bildiğimiz rol de karşımıza çıkmış. Birileri bu adama farklı roller versin artık :)
Konuya gelirsek, polis teşkilatından olan dedektif Tom ( Keanu Reeves ) eşini kaybetmenin psikolojik etkisindedir. Kendisini işe veremez ve bir türlü normal insanlar gibi hayatına devam edemez. Bir gün eski ortağının esrarengiz bir şekilde öldürülüşüne tanık olur ve suçlama ibreleri dedektifimize yönelir. Ancak bir anda tüm suçlamalar ortadan kalkar. Fakat ortada garip bir durum vardır.
Eğer polisiye tarzında ki filmlerden hoşlanıyorsanız ve sizde Keanu Reeves hayranı iseniz önerebileceğim bir film. Ancak çok aşırı bir beklentiniz olmasın. Sadece konunun hayranlarına hitap eden bir film.


7 Haziran 2008 Cumartesi

The Bank Job


Tür
: Gerilim
Yönetmen: Roger Donaldson
Senaryo:Dick Clement & Ian La Frenais
Oyuncular:
Jason Statham (Terry), Saffron Burrows (Martine), Stephen Campbell Moore (Kevin) , James Faulkner (Guy Singer), Daniel Mays (Dave)
Süre: 111dk
Yapım: İngiltere 2008

Ülkemizde 21 Mart 2008 de gösterime giren The Bank Job yaşanmış gerçek bir öyküye dayanıyor. 1971 yılında İngiltere yaşanan seks, entrika, gerilim üçgeninin hangi noktalara gelebileceğini bize gösteriyor. Bu belkide içinde en masum kişilerin hırsızlar olduğu gerçek bir hikaye.
Eylül 1971 de hırsızlar İngiltere Baker sokağında ki küçük bir bankanın kasasına girip milyonlarca strerlin ve bir çok dosyaya el koyarlar. Bu hırsızlık olayı yazılı ve görsel basında sadece bir kaç gün haber olarak kalır. Daha sonra İngiltere Kraliyet Ailesinin basına D Uyarısı ile bu haber ortadan kaldırılır. Sanki hiç banka soyulmamış ve hiç bir şey olmamış gibi devam edilir. Ne kayıp olan milyonlarca sterlin bulunabilir ne de hırsızlar. İşte film bu olayın ardında ki gizli entrikaları, skandalları ve bankadan soyulan kutuların içinde ne olduğunu ortaya çıkarıyor.
Filmin yönetmenliğini Roger Donaldson, başrollerini ise Jason Statham ve Saffron Burrows paylaşmış. Hem oyunculuk hemde filmin kurgusu, işlenişi çok güzel. Açık konuşmak gerekirse geçen sürenin farkında bile olmadım izlerken diyebilirim o kadar etkileyici.
DVD'sini kaçırmamanızı öneriyorum.


2 Haziran 2008 Pazartesi

August Rush


Tür
: Dram / Müzikal
Yönetmen: Kirsten Sheridan
Senaryo: Nick Castle , James V. Hart
Oyuncular:
Freddie Highmore (August Rush) , Keri Russell (Lyla Novacek) , Robin Williams (Maxwell Wallace), Jonathan Rhys Meyers (Louis Connelly)
Süre: 114dk
Yapım: ABD 2007

Çok ağladım. Belkide bir film boyunca bu kadar çok ağladığım ve beni bu kadar derinden etkileyen başka bir film olmamıştı. Umut kapladı içimi ağladım, mutlu oldum gülümsedim yine ağladım. Müziğin içinde kayboldum ve başka diyarlara gittim ama yine ağladım. Müzik her yerde evet. Duygularda, kalbimizin en derinlerinde çalan notalar.
İşte böyle bir film August Rush. İçine alıyor ve bırakmıyor.
Ülkemizde Kalbini Dinle olarak gösterime giren film tam bir müzikal aşıklarına yönelik.
Filmin yönetmenliğini Kirsten Sheridan yapıyor. Başrolde küçük ama bana göre büyük oyuncu Freddie Highmore oynuyor. Diğer oyuncular ise birbirinden değerli.
Filmin konusuna gelirsek;
Küçük August'un anne ve babasını kendi iç duyguları ve müziğin vermiş olduğu sihir ile aramaya koyulması ile başlıyor. Onu sokaklar ve farklı bir dünya beklerken hiç hayal bile edemediği bir ortam ona kucak açıyor. Belki de bu tesadüfler onu amacına getirebilir mi?
Yoksa müzik tesadüften öte bir sihir mi?
En kısa zamanda filmin DVD'sini edinin ve bunun cevabını siz de öğrenin.

Son olarak;
Dünya da gözyaşlarını eliyle silen bir çocuk kadar duygu yüklü başka hiç bir şey yoktur.

1 Haziran 2008 Pazar

The Other Boleyn Girl "Soundtrack"


Daha önceki yazımda film hakkında bir tanıtım yapmıştım. Bugün ise aynı filmin müziklerini size tanıtacağım. The Other Boleyn Girl Soundtrack'ini Paul Cantelon yapmış. O dönemin ortamını ve filmin vermiş olduğu duyguyu çok iyi yansıtan bir çalışma olmuş. Gerektiği yerde hızlanan gerektiği yerde durağan hale gelen harika bir müzikal. Hem dinlendiren hemde huzur veren bir resital.

Albümü müzik marketlerden temin edebilirsiniz. Kesinlikle önerimdir.

Örnek Dinlemeniz İçin Buraya Tıklayın

Track List

1. Opening Titles
2. Banquet
3. Henry Is Hurt
4. Henry Returns
5. Mary Tends to Henry
6. Going to Court
7. Mary and Henry
8. Anne's Secret Marriage
9. Anne Is Exiled
10. Mary Is Pregnant
11. Anne Returns
12. Anne Charms Henry
13. Mary in Labor
14. Mary Leaves Court
15. My Sweet Lord
16. Mary Lies for Anne
17. Queen Katherine's Trial
18. Banished
19. Anne's Coronation
20. Baby Girl for Anne
21. Henry Wants a Son
22. Anne Miscarries
23. Anne Conspires
24. Anne and George
25. Guilty
26. Execution
27. Finale

The Other Boleyn Girl


Tür: Dram / Tarihi
Yönetmen: Justin Chadwick
Senaryo: Philippa Gregory (Kitabından), Peter Morgan
Oyuncular:
Natalie Portman (Anne Boleyn), Scarlett Johansson (Mary Boleyn), Eric Bana (Henry Tudor) , Kristin Scott Thomas (Lady Elizabeth Boleyn), Jim Sturgess (George Boleyn), David Morrissey (Norfolk Dükü), Mark Rylance (Sir Thomas Boleyn), Benedict Cumberbatch (William Carey), Oliver Coleman (Henry Percy), Ana Torrent (Katherine) , Eddie Redmayne (William Stafford)
Süre: 115dk
Yapım: ABD / İngiltere

Kendimi bildim bileli tarihi filmleri sevmişimdir. Çünkü tarih red edemediğimiz bir olgu olmuştur insanlık boyunca. Yaşanan savaşlar, ülkelerin kurulması, yıkılması, fetihler, entrikalar ve tabiki tutkulu aşklar. Zamanın bir yerinde, bir ülkenin kralı aynen şunu demiş sevdiği, aşık olduğu kadın için. Sarı saç, yeşil göz ve beyaz ten için tüm dünyayı karşıma alırım. Evet o zamanlar tutku bile böyle yaşanıyormuş. Belkide günümüz benliğinde ki en büyük fark bu. Bir aşk uğruna ülkeler bölünebilir mi? ya da savaşlar? günümüzde belki bunlar olmaz. Ama ya geçmiş tarihe baktığımızda? Bu sorunun yanıtını aşağıda vermeye çalışalım.

The Other Boleyn Girl ülkemizde 23 Mayıs 2008 de gösterime girdi. Ve gösterildiği zamandan beride ciddi bir izleyeci tarafından beğenildi. Philippa Gregory'nin kitabından sinemaya uyarlananan The Other Boleyn Girl'in yönetmenliğini Justin Chadwick, başrollerini ise Natalie Portman ( Anne Boleyn ), Scarlett Johansson ( Mary Boleyn ) ve Eric Bana ( Henry Tudor İngiltere Kralı ) paylaşmış.
Filmde Natalie Portman ve Scarlett Johansson iki Boleyn'li kız kardeşi canlandırıyor. Bu iki kız kardeşin kaderleri ve hayatlarını ayıran tek şey ise 1 ülke ve 1 krala duyulan tutkulu aşk. İngilterenin bir dönemini konu alan bu aşk, kardeşler arasında ki sevginin dengelerini değiştirebilir mi? Ya da kardeşlik sevgisi aynı krala duyulan aşk yüzünden düşmanlaşabilir mi? Bu sorunun cevabını yönetmen Justin Chadwick the Other Boleyn Girl filminde vermiş. Sizde cevabı merak ediyorsanız bu sinema şölenini kaçırmamanızı öneririm.

29 Mayıs 2008 Perşembe

21


Tür: Dram
Yönetmen: Robert Luketic
Senaryo: Peter Steinfeld , Allan Loeb
Oyuncular:
Jim Sturgess (Ben Campbell), Kevin Spacey (Micky Rosa), Laurence Fishburne (Cole Williams), Kate Bosworth (Jill Taylor), Josh Gad (Miles Connoly), Aaron Yoo (Choi), Jacob Pitts (Fisher), Liza Lapira (Kianna), Jack McGee (Terry)
Süre: 123dk
Gösterim Tarihi: 6 haziran 2008
Yapım: ABD

Türkiye de 6 Haziran 2008 de gösterime girecek film'i önceden izleyebilme şansım oldu. Ben Campbell'in Bringing Down the House kitabından uyarlanan 21, MIT'de okuyan 6 başarılı öğrencinin başından geçen ilginç ve bir o kadar da dramatik hikayeyi içeriyor.

Ben, Harvard'da okuma hayalleri kuran bir gençtir ve bu hayali için de burs'a ihtiyacı vardır. Ancak bu burs'u kazanması için de onu hakedecek bir tecrübe kazanması gerekmektedir. Öğretmeni Micky ( Kevin Spaces ) ile bu dönemde tanışan Ben, ders'de göstermiş oldugu istatistiksel matematik örneklemesinden dolayı bir anda Micky Rosa'nın dikkatini çeker. Micky hafta sonları Las Vegas da sadece sayım metodu kullanarak 21 ( Blackjack ) oynayan bir takımın da lideridir. Ben Campbell'in önünde iki yol vardır. Ya burs için kendini gösteren bir projeye imza atıp o noktada tecrübe kazanacak ya da öğretmeni Micky Rosa'nın ısrarları sonucu takıma girerek 21 oyununda milyon dolarlar kazanacaktır. Bu zorlu seçim onu ilginç bir hayat tecrübesine doğru sürükleyecek ve unutulmaz bir hikayede başrol olmasına neden olacaktır.

Zeka, Aşk, Tutku, Para ve dostluklar üzerine kurulu bir film 21. Oyunculuk oldukça başarılı. Zaten Kevin Spacey ve Laurence Fishburne'e diyecek yok. Ben rolündeki Jim Sturgess başrol de başarılı ve konunun olması gereken dram yönünü vermeyi başarıyor.
Kısaca 21 özellikle bu yaz döneminde gösterime girecek filmler arasında belkide en başarılı olanlardan biri. İzlemenizi kesinlikle öneriyorum.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Paranoid Park


Tür
: Dram
Yönetmen: Gus Van Sant
Senaryo: Gus Van Sant , Tim Blake Nelson (Kitap)
Oyuncular:
Gabe Nevins (Alex) ,
Lauren McKinney (Macy), Winfield Jackson (Christian), Daniel Liu (Dedektif Richard Lu) , Taylor Momsen (Jennifer) , Jake Miller (Jared)
Süre: 85dk
Yapım: Fransa, ABD

Suçluluk duygusu belkide insanoğlunun yaşadığı en büyük azab'dır diyebiliriz.
Paranoid Park işte bu duygu ile yüzleşen bir gencin iç dünyasını anlatıyor. Blake Nelson'nun kitabı usta yönetmen Gus van Sant tarafından perdeye taşınmış.
Fransız / ABD ortak yapımı olan filmin konusuna gelirsek;
Portlanda'ki Paranoid Park kaykaycı gençlerin uğrak noktasıdır. Ergenlik çağındaki Alex de bu gençlerden biridir. Bir gece kaza sonucu istemeden de olsa güvenlik görevlisinin ölümüne sebep olur. Bu konuyu kimseyle paylaşmama kararı verir ve kendi iç dünyasında savaşmaya başlar.
Film hakkında çok ilginç bir de not var. Yönetmen filmde ki başrol oyuncusu çocuğu Myspace alanında yaptığı bir yarışma ile tamamen amatör gençler arasından seçmiş.
2007 yılında Cannes Film festivalinde Altın Palmiye için de yarışan film 60. yıl dönümü özel ödülüne layık görülmüş. DVD koleksiyoncuları için mutlaka izlenmesi ve arşivlenmesi gereken bir çalışma.

23 Mayıs 2008 Cuma

Into the Wild


Tür: Dram / Macera / Biyografi
Yönetmen: Sean Penn
Senaryo: Jon Krakauer (Kitap)
Oyuncular:
Emile Hirsch (Chris McCandless) , Marcia Gay Harden (Billie McCandless), Catherine Keener (Jan Burres), Vince Vaughn (Wayne Westerberg), William Hurt (Walt McCandless) , Jena Malone (Carine McCandless)
Süre: 148dk
Yapım: ABD

Bugün'kü DVD önerim benimde çok beğendiğim bir film olan Into The Wild filmi.
Christopher McCandless'in ilham veren gerçek hikayesinden esinlenen Into The Wild, rahat ve lüks hayatı bir tarafa bırakıp Alaska'ya doğru uzun bir yolculuğa çıkan gencin bu yolculuk esnasında ki maceralarını ve doğada hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.

Filmin yönetmenliğini ise tanıdık bir isim Sean Penn yapıyor. Oyuncular ise Emile Hirsch (Chris McCandless) , Marcia Gay Harden (Billie McCandless) , William Hurt (Walt McCandless) , Jena Malone (Carine McCandless) , Catherine Keener (Jan Burres) , Vince Vaughn (Wayne Westerberg)
Film'in IMDB puanı 8.3 ile tüm zamanların en iyi 125. filmi olarak gösteriliyor. Eğer sizde evinizde sıcak çikolata eşliğinde doğanın o müthiş güzelliği ile iç içe olmak istiyorsanız bu filmin DVD'sini edinmenizi öneririm.

20 Mayıs 2008 Salı

Cidade de Deus (City of God)

Tür: Dram
Yönetmen: Kátia Lund, Fernando Meirelles
Senaryo: Paulo Lins
Oyuncular:
Matheus Nachtergaele (Sandro Cenoura) , Seu Jorge (Mane Galinha), Philippe Haagensen (Bene), Johnathan Haagensen (Cabeleira), Douglas Silva (Dadinho), Alexandre Rodrigues (Buscape) , Leandro Firmino da Hora (Ze Pequeno)
Süre: 130dk
Yapım: Brezilya, Fransa


Eski ama gerçekten izlenmeye değer bir baş yapıt ile karşınızdayım. City of God. Yani Tanrıkent. Film hakkında ki izlenimlerinden önce tanrıkent'i biraz tanıyalım. Tanrıkent gerçekten vaar olan bir kent. Zengin ile fakir arasında ki ayrımların en çok olduğu şehirler sıralaması yaparsak belki de Rio de Janerio ilk sıraya yerleşir. İşte hikayemiz de burada geçiyor.
Tanrıkent Rio de Janerio da evsiz, fakir halkın yerleşmiş olduğu gecekondu mahallerinin birleştiği bir bölge. Şehire hem uzak hem yakın. Paranın hüküm sürmediği ama kan ve öfkenin gülümsediği, özgürlüğün ise sadece güç ile ölçülebildiği bir kent. İşte hikayemiz 1960 yılının Brezilyasında burada başlıyor. Tanrıkent güne yine acı ve yine suç ile merhaba diyor. Bir tarafta fotoğrafçı olmanın ve okumanın hayalleri ile yanıp tutuşan Rocket diğer tarafta ise uyuşturucu satıcısı ve çeteleşmelerin kabul ettiği bir dünyaya yönelen Zee. Suç mu galip gelecek? onurlu bir yaşam mı? Bunun cevabı sadece bu hikayede saklı.


Cidade de Deus Fernando Meirelles ve Kátia Lund’un ortak çalışmasının eseri. Filmin tamamı amatör oyuncular tarafından yürütülmüş. Bu da gerçekciliği bir adım öne almış. Zaten anlatılan hikaye ve mekanlar tamamen gerçek. Brezilya sinemasının gelmiş geçmiş en pahalı yapımı olan Cidade de Deus ayrıca son 10 yılın da en iyi filmi olarak gösteriliyor. İstanbul film festivalide olmak üzere sayısız festivalde gösterilmiş ve eleştirmenlerden tam puan alarak ne kadar başarılı bir eser olduğunu kanıtlamış. IMDB de aldığı 8.8 puan ile de tüm zamanların en iyi 16. filmi olarak da yerini sonuna kadar hakediyor.
Eğer izlemediyseniz kesinlikle izlemenizi öneriyorum. Film'in DVD'leri ülkemizde de satılmaktadır.

19 Mayıs 2008 Pazartesi

Dumansız Hayat Başlıyor!

Sigaranın hem toplumsal, sosyolojik açıdan hemde sağlık açısından ciddi zararları bulunmakta. Özellikle son 40 senede sigara konusunda dünya ülkeleri yeni cezalar ve kısıtlamalar getirmekte. Bu sigara üreticilerini biraz kızdırsa da bu olması gereken bir yönetim anlayışı.
Ülkemiz de bu tip yaptırımların uygulanması geç kalsada artık somut adımların atılması da sevindirici.
Bugün itibarı ile kamu binaları, her türlü eğitim, sağlık, kültürel, spor ve eğlence yerlerinde sigara içilemiyecek. Bu sigara tiryakileri için kötü bir haber olsa da insan sağlığı için sevindirici bir gelişme. Bu kısıtlamaların yanında yeni bir çok cezalarda geliyor.
Örneğin sigara içme yasağı bulunan yerlerde sigara içenlere 50 Ytl, içmelerine izin veren mekan sahiplerine 500 ile 1000 YTL arasında ceza kesilecek. Cezalar bununla da kalmıyor. Sigara izmaritini yere atanlar 20 YTL, yetkili satış yerleri dışında yasa dışı satışlarda bulunanlara 50 bin ile 250 bin YTL ye kadar ceza kesilebilecek.

Yazılı ve görsel medyaya ceza kesilebilecek


Yerel yayın yapan basın organlarında sigara reklamı ve tanıtımının yapılması 1000 ile 5000 Ytl,
Bölgesel yayın yapan basın organlarında sigara reklamı ve tanıtımı yapılması 10 bin ile 50 bin Ytl, Ulusal yayın yapan basın organlarında sigara reklamı ve tanıtımı yapılması 50 bin ile 100 bin Ytl arasında para cezaları kesilebilecek.

Lokanta, Kahvehane, Cafe - Bar gibi mekanlarda yasak 19 temmuz 2009 da uygulamaya konulacak.

Artık son kez ve net bir şekilde Öneriyorum ki,
Sigara içmeyin ve mutlu yaşayın.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

4 luni, 3 săptămâni şi 2 zile - (4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün)

Tür: Dram
Yönetmen:
Cristian Mungiu
Senaryo: Cristian Mungiu
Oyuncular:
Anamaria Marinca (Otilia), Vlad Ivanov (DI. Bebe), Alexandru Potoceanu (Adi)
, Laura Vasiliu (Gabita)
Süre: 113dk
Yapım: Romanya


Bu sefer ki önerim Avrupa sinemasının yeni yönetmenlerinden biri olan Cristian Mungiu'nun yaptığı bir yapıt. Film 2007 Romanya yapımı. 1989 yılında Çavuşesku dönemi Romanyasında geçen yasa dışı bir kürtaj hikayesini anlatıyor. Kürtaj'ın genç kızların üzerinde ne gibi etkiler yaratıbileceğini bu filmden sonra belki daha iyi kavrıyoruz. Oyuncular hem dönemin hemde kurgunun hakkını fazlasıyla veriyor. Özellikle doktor rolündeki adamın uzun dialog sahneleri ciddi anlamda oyunculuk dersi niteliğinde.

Film ayrıca 2007 yılında Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye kazanmış. Bu da filmin başarısının elde etmiş olduğu kitleyi daha net bir şekilde bize sunuyor.
Film çekim yöntemine gelirsek, son zamanlarda hareketli kamera ile çekilen film sayısı giderek artmaya başladı. Bunun başlıca sebepi bana kalırsa hem maliyet düşüklüğü hemde filmi gerçekcilik bakımından bir adım öne taşıması. Bu filmde de aktuel kamera tekniği kullanılmış. Bu kamera çekim yönteminde tripod yada herhangi bir sabitleme mekanizması olmadan görüntü alma uygulanıyor. Bu çekimlerde sallantılı görüntü yaratsa da gerçekcilik bakımından seyirciyi daha çok etkileyebiliyor.
Son olarak;
Eğer sizde bir filmdeki en önemli kriterin gerçekcilik olduğunu düşünüyorsanız ve dönemin Romanyasını merak ediyorsanız kaçırmamanız ve arşivlemeniz gereken bir yapıt. Sinemalarda izlemediyseniz DVD'sini alarak mutlaka izlemeniz ve arşivlemeniz önerilir.
IMDB Puanı 8.0


16 Mayıs 2008 Cuma

Yann Tiersen


En güzel müzik özgün ve asi olandır derler. Bu tarz müzik yapan insan sayısı çok değil. Yann Tiersen de bunlardan biri. Müzikleri hem özgün hem asi. Hiç bir tarz altına alınamıyan bir stil. Kendine has ve sadece o an ki duyguların haykırması gibi.
1970 yılında doğan Tiersen Fransız müzikal dünyasında ismini altın harflerle yazdırma başarısı gösterdi. Bir çok ödüle de sahip olan sanatçı ayrıca çeşitli filmlerin müziklerini yaparak da başarısını kanıtladı (Amelie, Good Bye Lenin). 2 Ağustos 2006 yılında Türk müzik severler ile de buluşan Tiersen halen Paris de yaşamakta ve müzik hayatına devam etmektedir.
Albümleri ülkemizde çeşitli büyük Kitapçılar ve Müzik Store'lardan temin edilebilir. Fransız müziklerinden hoşlanıyorum diyorsanız kesinlikle önerimdir.

Diskografi

La Valse des Monstres (1995)
Rue des Cascades (1996)
Le Phare (1998)
Tout est Calme (1999)
Amélie Original Soundtrack (2001)
Black Session (1999)
L'Absente (2001)
C'était ici (2002)
Good Bye Lenin! Original Soundtrack (2003)
Yann Tiersen & Shannon Wright (2004)
Les Retrouvailles (2005)

15 Mayıs 2008 Perşembe

Kırbaçları hazırlayın, Efsane geri dönüyor. Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı


Belki de hepimiz onunla büyüdük. Onunla birlikte maceradan maceraya koştuk. Benzer kurguda ki onlarca yapıma rağmen hep onu sevdik. Evet Indiana Jones dan bahsediyorum.
Küçüklüğümüzün bizi ekrana bağlayan isminden. Yönetmen Steven Spielberg da bizim gibi düşünmüş olacak ki serinin devamı niteliğinde hatta belki de final olacak bir bölüm ile 23 Mayıs da bizlerle buluşmaya hazırlanıyor. Yapımda yine eskimeyen efsane Harrison Ford başrolde.
Diğer oyuncular ise Cate Blanchett, Jim Broadbent, Shia LaBeouf, Ray Winstone.
Sırf eski Indi hatırına bu yeni bölümü de kesinlikle izlemenizi öneriyorum.
23 mayıs 2008 de perde başına.

My Boy Jack

Tür: Dram, Savaş, Biografi
Yönetmen:
Brian Kirk
Senaryo: : David Haig
Oyuncular:
Daniel Radcliffe, Kim Cattrall, Nick Dunning, David Haig, Carey Mulligan
Süre: 93dk
Yapım: İngiltere 2007

Evet bu sefer ki filmimiz 2007 de ülkemiz de de vizyona giren bir Brian Kirk yapıtı. Filmde Harry Potter'dan da yakından tanıdığımız Danial Redcliffe başrolde.

1914 yılında I.Dünya savası sırasında oğlunun İngiliz Kraliyet ordusuna katılmasını onur kabul eden bir babanın ve orduya girmek için tüm hayallerini buna bağlayan bir gencin dramatik öyküsünü anlatıyor. Oğlunun gözleri bozuk olduğundan kendi nüfusunu kullanarak zorla oğlunu orduya yazdırması ile başlayan hikaye gencin annesinin ve kız kardeşinin savaşın yaratmış olduğu psikolojik etkiye karşı koymalarını dramatik bir şekilde işliyor. Filmin genel süresi 93Dk. Bu sayede sıkmayan ve oldukça yerine olan bir süre belirlenmiş. Eğer savaşın karanlık yüzünün aileler üzerinde yaratmış olduğu etkiyi görmek istiyorsanız My Boy Jack tam size göre. Filmin DVD'lerini tüm DVD Store'lar dan temin edebilirsiniz.

Rec [2007]

Tür: Korku, Gerilim
Yönetmen: Jaume Balagueró, Paco Plaza
Senaryo: Jaume Balagueró, Luis Berdejo
Oyuncular:
Manuela Velasco (Ángela) , Javier Botet (Niña Medeiros), Manuel Bronchud (Abuelo),
Süre: 85dk
Yapım: İspanya 2007


Yönetmenliğini Jaume Balagueró ve Paco Plaza 'nın yapmış olduğu İspanyol korku filmi. Kesinlikle başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ülkemizde gösterime girmemiş olması bu filmi tanıma olayını biraz sekteye uğratsa da özellikle DVD müdavimlerinin arşivlemesi gereken bir film. Yapıtı farklı kılan hatta belki de izlenir kılan en önemli özelliği filmin el kamerası ile çekilmiş olması. Genelde bu tarz çekim yöntemi filmin gerçekcilik penceresini diğer filmlere göre daha geniş tutuyor. Belki de bu yüzden Rec izlenilir özelliği ile diğer korku filmlerinden bir adım önde bulunuyor.
Aslında bu tarz çekim yöntemine çok da yabancı değiliz. Dünya da ilk defa The Blair Witch Project bu tarz çekim yöntemi ile oldukça başarılı bir yer edindi. Bir diğer örnek ise ülkemiz de de gösterilen Lost dizisi yapımcılarının yapmış olduğu Cloverfield filmi.
Filmimizin konusuna gelirsek;
Film İspanya da bir yerel tv muhabirinin İtfayicilerin günlük yaşantılarını haber yapma çalışması ile başlıyor. Daha sonra esrarengiz bir apartmandan gelen ihbar üzerine tv muhabiri itfayicilerle birlikte olayın olduğu apartmana giriyor ve olaylar gelişiyor. Baştan sona olay bu apartman içinde geçiyor. Gerilim her geçen dakika artıyor ve özellikle son 10 dk'ya girildiğinde ciddi anlamda psikolojik olarak etkilenir duruma geliyorsunuz.
Biraz 28 days later biraz I am legend karışımı ve çok da orijinal olmayan bir konuyla işlenmiş. Ancak kurgulanma ve filmin gerçekcilik boyutu ön plana alındığından gerilim düzeyi oldukça yüksek tutulmuş.
Uzun yıllar boyunca devam eden korku filmi tecrübeme dayanırsak Rec benden oldukça iyi bir puan alıyor.
Filmin IMDB den aldığı puan 7.8